10 Kasım 2009 Salı

rüya çorbası

değişkenler arasında formülasyonlar yaparak kendinden geçen zing-kyi saatin çalmasıyla kendine gelmişti. gördüğü rüyalar giderek hayatıyla birleşmeye gerçek hale gelmeye başlamıştı. gündüz yaşadığı onca serüvenin ardından gece gördüğü rüyalar bazen bir soruna çözüm bazen bir serüvenin devamı bazen ise bir bilinçaltının çıkarımıydı. kafasından geçenleri işinde uygulamaya kalkışınca zaten sık sık azar yiyen zing-kyi işini bırakmak zorunda kalmıştı. dev vividentlerle eve gidiyor,kocaman ıspanaklarla dans ediyor, ev aletleiyle birlikte şarkı söylüyordu. okuduğu kitapların içinden canlı nesneler çıkıyor,kitabı okudukça hayalindeki dünyayı oluşturup içinde oynuyorlardı. gözlerini kapadığı an ise bu ritüel kendininde içinde olduğu rüyalara dönüşüyordu.

homo sapiens


mezafizik evranin ortaçağındaydı beyni.Alabileceklerini sadece mum ışığında kısıtlı bir şekilde alıyordu ve buna itiraz edemiyordu.çünkü o bir proleteryaydı. istediği yer buramıydı istediği şey bu muydu ve soruları sormaya hakkı varmıydı? beyninin içindeki otobüsler birbirlerine çarpmamak için kendilerine ayrılmış loblardan doğruca sinir sistemine ulaşmaya çalışıyorlardı. otobüsün içindeki bilgiler aldıkları emirleri,umutları,umutsuzlukları,heycanları,hüzünleri yerine yetiştirmek için uğraşıyorlardı. şöförü gaza getirici sözler nidalar şeklinde bilgiden bilgiye koşuyordu. varılacak noktaya tam varıyorlardı ki öncelerine bir çukur çıkıverdi.bu çukurun hikayesi içinde bulundukları homo sapiensin 2 sene kalorifer kazanına sert bir şekilde kafasını çarpması sonucu oluşmuştu. bilgi dolu otobüslerden birkaçı bu çukur içine düşmüş,bir kaçı da hasarla yola devam etmekteydi. Merkezden gelen bilgilerin yollanan yere ulaşamaması homo sapienste unutkanlıktan doğan hareket eksikliği ve düşüncede tutukluğa neden olmuştu..