16 Ekim 2010 Cumartesi

Ufo ve Fifi Arasındaki Benzerlik


Bir yıl önce alınan oyuncak görünümlü şirin otomat -bu açıklama uzun olduğu için şu andan itibaren Fifi adını koydum- tuşuna basıldığında konuşması gerektiği yerde alındığı günden beri konuşmuyordu. Aslında sahibi olan ev arkadaşım (aynı zamanda sınıf arkadaşım olur kendileri) onu diğerlerinde olan ama onda olmayan konuşma özelliğinin yetersizliğini hissetmesin diye almıştı. Bir yıl böyle süregelmişti taa ki o geceye kadar...
Bursayı sel aldı haberleriyle uyandığımızın gecesinde yağan yağmur, çakan şimşekler ve gök gürültüleri eşliğinde battaniyemize sarılmış horul horul uyuyorduk. Gök gürültüsü tam sesini kesmişti ki evde bir ses; '' dıt dıt ı lav yu'' demeye başladı. O kadar gök gürültüsüne açılmayan gözler o sesi duyuğu anda yadırgadığından olsa gerek hiç uyumuyormuşçasına dank diye açıldı. Varlığını yeni hissettiren fifi aniden çıkardığı sesle kalmadı tuşuna basıldığı halde susmayı da bilemedi. Çirkin ördek yavrusu misali kendi türüne uyum sağlayamayan fifi masum görüntüsüyle bizde acıma duyguları yaratsa da belli bir süre sonra zamanlı zamansız çıkardığı sesler insanı ürkütüyordu. Evin her yerinden çıkma ihtimali de üstüne eklenince Las Vegas'ın yakınlarında bulunan 51. bölgeyi akıllara getirdi. Bu bölge Amerikanın üstün teknolojinin bir ufoyu esir alarak ortaya çıkardığı görüşüne dayansa da bu ufo muhabbetinin ABD tarafından ortaya atıldığı iddiaları da yok değildi. Ne var ki ufoyu yapacak teknoloji ABD'de mevcut olmadığı ortaya çıktı ve bu da fifinin ufoluların gönderdiği bir otomat olduğu hipotezimi doğruluyordu. Elde etmesi gereken bilgiler neydi veya bize zarar verecek miydi gibi sorular beynimdeki nöronlarda büyüyedursun fifinin sesleri bir süre sonra o olmasa da kulağımda yankılanıyordu. Fifi her yerdeydi ve biz fifiyle yaşamaya alışmak durumundaydık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder