
Mısır
M.Ö 2.yüzyıl...
Babası Seti'yi kaybeden Ramses 20 yaşında tathta geçmiş ve ölümden sonraki hayata inanan her mısır tanesi gibi ölümsüzlüğünü tarihe geçirmek için bir çok tapınak inşa ettirmiştir. Belgeselin tam bu kısmında kendimi eve neden kapana kıstığımın yanıtını buldum. Kendimin o unutulmuş tapınakların birinin kiler odasında unutulmuş bir mumya olduğunu anladım. Şu an ki döneme uyum sağlayamamamın tek sebebi olabilirdi. Reenkarnasyon. Bu öyle bir histi ki arkeologlar taşlardaki yazıyı çözdükçe bana ait bir hikayenin içinde hissediyordum kendimi. Bir an şöyle bir soruyla karşı karşıya kaldım 'ben kimdim?'. İçimden atalarımı bulmama dair bir merak uyandı ve kendimi Mısır'a giden ilk uçağın business koltuğunda otururken buldum.Elimde ise taze sıkılmış portakal suyu. Kendimi o kadar mısırlı hissediyordum ki yazara bu kısmı hikayeden silmesini elimdeki portakal suyun yerine ekmek ve bira olmasını söyledim. O da saolsun kırmadı.
Mısır'a iner inmez rehber eşliğinde ancak o tapınağı bulabileceğimi düşünerekten bir turist kabilesinin arasına daldım. Belgeseldeki tapınağı gördüğümde içimde yıllar önce dünyaya gelmenin verdiği bir heyecan vardı iç organlarımda. Halbuki iç organlarımın her biri vücudumdan dışarı çıkarılarak bir bir kaselere konulmuştu. Heyhat insan düşününce bile duygulanıyor. Şimdiye kadar kimsenin bulamadığı tüneli genlerimde yazıyormuşcasına tapınağa girdiğim anda buldum. Karşımdaydım. Beni andıran bir görüntüyle yapılan tabutun içinde yıllar önce mumyalanıp saklanmıştım. Duvardaki yazılara olan aşinalığım da bu yüzdendi ve okuduğum yazı bir kahin büyüsünü anlatıyordu. Cümleleri bitirir bitirmez karşımda flu bir şekilde ortaya çıkan kahin:
-paralel evrenler arasında sıkışıp kaldın ve böyle giderse daha kötüsü olabilir. Bing Benle karşılaşıp yok olabilirsin. Bizim sonsuzluğu arzulama isteğimizi bu şekilde kullanman kimlik karmaşası yaşamana yol açabilir.
- Zaman makinesinin icadına da az kalmıştı. Bu şekilde bir icat yapsam belki insanlık adına büyük kendim için küçük bir adım atmış olabilirim.
- Kahinler derneğinin bun düşünceyi hoş karşılayacaklarını pek sanmıyorum.
- Aramızda kalamaz mı?
- Beş bin dinara belki. Biliyorsun kahinler dünyasında hayat pahalı.
- hımm...peki ya diğer seçeneğim ne?
- Ramses'in ruhunu bedenine getirmek!
- Peki ama nasıl?
- Burada okuduğun büyünün tersini okuyup ortaya çıkan ruha saf kakao dökerek.
- Şaka yapıyor olmalısın.
- E heralde yoksa şimdiye kadar yapılırdı.
- ...
- Tamam alınma söylüyorum. Bİr psikiyatrı da gidip olayı anlatman gerek. bu konuda ciddiyim. Burdan bakınca ciddi sorunların olduğunu görüyorum. Sonra gene gel konuşalım.
-peki hoççakal.
Ertesi gün kendimi psikiyatrinin yanında Freud koltuğuna uzanmış babamı anlatırken buldum. hakket baba modeli bizim yetişmemizde çok büyük bir etkiye sahip imiş. Anlattıkça kiler odasındaki mumyanın sargı bezleri açılıyor ve dünya ile bağlantı kuruyordu. Konuştuğum kişi Psikiyatr değil mumyalanmış bendim, sesim yıllardır kendine o kadar yabancı gelmişti ki bu duyduğum sesle aramda bir yakınlaşma oldu. Kendimi tanımaktan ziyade olmak istediğim beni tanıtmaya çalışmam yıllarca beni kendimden uzaklaştırmış ve bir tapınakın kilerindeki mumya haline getirmişti. Bu duygular sempatik sisinr sistemimi harekete geçirmiş ve bu da polyanna bir kişilik kazandırmıştı bana. II. ramses hayatımı geri vermişti. Peki ya şimdi? yıllardır tanımadığım bu kişiliğe ait değilsem kimdim ben? daha da önemlisi artık editör de mi değildim?
kendimi kandırmaya devam etmek en iyisi sanırım...ehü