26 Eylül 2010 Pazar

Elektrik kabloları merasimi


Babamın işe gittiği bir günün sabahına doğru ram bellekten rem belleğe geçen bilinç seviyesinde yaşanan dramatik bir olay uyanınca el blenderi ile yapılacak olan pastanın habercisi kıvamındaydı. Havanın ışıdığına eminim fakat bulunduğum yer kapkaranlık. Sanırım elektrikler kesilmiş. Salonda yerini alan babam televizyon kapalı olduğu halde ironik bir şekilde o yöne doğru bakıyor elinde de kumandası. Annem karanlıkta elişi yapmaya çalışıyor gözlüklerini burun ucuna kadar indirmiş. Feneri insana duyarlı apartman lambaları gibi içinde saklı gözlük icat edilmiş olmalı. Ortalık sessiz sanki aile yapısını anlatan bir tanıtım filmi çeviriyoruz. Devreye girmiş olan bilinçaltı meşaleyi bilince vermeden önce senaryonun kendi kısmındaki rolünü yerine getiriyor. Mavi ışıklara tek bir duvar kalıncaya kadar yaklaşıyorum. Kapıdan girdiğimde gördüğüm şey fişin televizyonun kablo takılacak yere takılı olması. İnşaat işçisinden aldığım maskeyi kafama takarak fişi çekiyorum ve salona gidiyorum. Annem ile babamın benim geldiğimi görmemesi içime işlemiş olacak bilinçaltımdaki bilinçaltı devreye girerek bağırmaya başlıyorum. Tekli koltuğun tepesine çıktığımda elektrik kabloları üstlerini giyinmiş uçlarında vidalarla ışık saça saça geçiş töreni yapıyorlar. Sanırım koltuğa sıçramamın sebebi de bu… Her olayda çocukluğa inişler yapmaya meraklı olan bilinçaltımı suçlayarak meşaleyi bilince vermesini hızlandırıyorum. Bilincim hangisinin gerçek olduğunu anlamak için başlangıç filmindeki soruyu soruyor kendine salona gidişinin başını hatırlıyor musun? Cevabı vermek için artık çok geç: zzz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder