13 Ağustos 2010 Cuma

Yağmur Adam sosyopatolojisi



Farklı olan insanlara yapıştırılan etiketler beraberinde değişmez kalıp yargıları da getirir. topluma aykırı davranışlarda bulunan, normal davranmayan bireyler toplum tarafından hep bir kenara itilmiştir. orta çağda bu süreç cadı avlarıyla veya şeytan çıkarma etkinlikleriyle yapılırken 18.yüzyıldan itibaren ne kadar insancıl olsa bile farklı olan bireyleri duvar arkasına atarak insanlardan ve hayattan uzaklaşmalarına sebep olmuştur.günümüzde ise ne kadar oryantasyon sağlamak adına toplumla iç içe olmaları ve hayatlarına kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar adapte olmaları sağlanmaları çalışılsa bile toplumun bakışları ilerleyen tıp kadar gelişememiştir. bu nedenle farklı bakışlar altında yaşayan farklı bireyler yapabilirliklerini ispatlamaya çalışsalar bile hep bir engelle karşılaşacak,bu da onları daha agresifleştirerek toplumun frankestain'i haline getirecektir.
Peki ya normal ve anormal kavramları arasındaki fark nedir de farklı olan bireyleri kendimizden uzaklaştırmamıza sebep oluyor. teknolojinin hızla ilerlemesi ve nüfusun artması, değişen toplum yapısı,varolan rejim yapısı,kültürün yozlaşması gibi faktörler insanların birbirlerini dinlemeyen, empati kuramayan,başkalarının düşüncelerine saygı duymauan,egoist, kendi iç dünyalarına dönük, hiçbir şeye tahammülü olmayan, kendi çıkarlarına düşkün birer birey olmalarına sebep olmuştur. zaten insanların çıkarlarını korumaya yönelik davranışları başlı başına güvensizlik psikolojisinin sebebidir. paranoid davranışların artması ise 21.yüzyılda normal sayılabilecek bir durumdur.
Dvdyi taktık ve fragmanlar gösterildikten sonra başlıyor film. ekranda sinirli, üç kağıtçı,kendi işi için diğerlerini koşturan bir tipleme olan Charlie'görünür. Charlie içinde bulunduğu işi rayına oturtamaz ise borç batağında batacaktır. kız arkadaşıyla birlikte yolda giderken kendi işini kendi gören bir adam olduğu için kız arkadaşıyla bir şey paylaşmaz ayrıca herşeyin kendi kontrolünde olmasını ister. fakat bir yandan içinde varolan duygusallığa ve birine bağlanma ihtiyacına filmin ilerleyen karelerinde daha iyi tanık olabileceksiniz.Charlie günümüz insanının bir maketidir aslında.nerde kalmıştık? hee! yolda giderlerken yıllarca konuşmadığı babasının öldüğü haberini duyar ve kalan mirası almak için yolunu değiştrir.kız arkadaşı ise Charlie'nin duygusal ve iyimser tarafıdır. mirastan sadece babasının ona kullandırmadığı araba kalmıştır ve mirasın büyük bölümünün özürlülere ait bir kliniğe verdiğini duyunca kendine ait kısmı almadan bu işi bırakmaz.kliniğe gittiğinde ise rastlantı sonucu bir abisinin(Raymond) olduğunu öğrenmesi sonucu kendi bencilliğini yansıtma savunma mekanizmasını kullanarak abisinin olduğunu söylemeyen babasına atar. Charlie bencilliğinin esiri olarak otistik olan abisini mirasın yarısını alma düşüncesiyle kaçırır.Normal olan Charlie ile anormal olan Raymond'u karşılaştırdığımızda günümüzdeki normal insanların anormallerden pek farklı davranmadığına şahit oluyoruz. Örneğin; Raymond otistik olmasından dolayı konuşmaya odaklanamazken Charlie kendi bildiklerinin doğruluğuna inandığı için dinlememektedir. normal insanlara bile katlanamayan Charlie için Raymond'un normal olmayan davranışları,takıntıları,istekleri ve alışkanlıkları bir işkence mekanizması gibidir. Bir yandan abisinin günlük ritüelini bozmaması için elinden geleni yapan bir yandan da abisini tanımaya başlayan Charlie ona karşı duygusal bir bağlanma içine girer. bu noktada abisini ele alarak bir kimlik sorgulamasına başlar. bu sorgulama o farketmeksizin abisiyle birlikte oldukları yol boyunca devam eder. Bu sırada da abisinin hafızalama ve cebire olan insanüstü yeteneğini keşfedince kendi borçlarını ödemesi için kumarhanede onun yeteneklerinden faydalanmaya çalışır. ona yakınlaşması para düşüncesinden uzaklaşmasına sebep olur.kimliğine yabancı kalmış Charlie geçmişiyle yüzleştikten sonra kim olduğu sorusunu çözümleyince kendine olan güveni yerine gelir ve dünya artık onun için güvensiz bir yer değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder